Horlama nasıl oluşur?

Horlama nasıl oluşur? Yaşla birlikte, hemen hemen herkes uyuduktan hemen sonra ya da uykuya daldıktan biraz sonra horlamaya başlar. Ancak çoğu kişi için bu sorun gençliklerinde bile ortaya çıkar ve yıllar geçtikçe daha yoğun bir hale gelir. Horlayan erkekler üzerinde yapılan bir araştırmaya göre 10 erkekten 1’inde aynı zamanda uyku apnesi problemi olduğu anlaşılmıştır.
Gece nefes almadaki zorluklar, horlayan kişinin sık sık uyanmasından dolayı kendisinin uyumasına izin vermediği gibi yüksek, sinir bozucu ses nedeniyle aile üyelerinin yeterince uyumasına izin vermez. Sonuç olarak, sabahları herkes kötü bir ruh hali, uyuşukluk, önemsiz şeylere karşı sinirlilik içindedir.
Horlama nasıl oluşur?

Horlama nasıl oluşur?
Horlama bağımsız bir hastalık değildir. ICD’de (International Classification of Diseases – Hastalıkların Uluslararası Sınıflaması), anormal solunumun tanımlanmamış semptomları arasında yer alır. Bu formülasyona rağmen horlama patogenezi oldukça iyi çalışılmıştır.
- Patogenez: Bir hastalığın kaynağı ve gelişmesi esnasında organizmada ortaya çıkan değişikliklerin tamamıdır.
Uyanık durumdayken, bir kişi sadece nefes aldığında ve konuşmadığında, glottis hava akımlarının serbest geçişi için açıktır. Aynı zamanda yumuşak damak ve ses tellerinin dokuları da gergin durumdadır. Fonasyon (seslerin çıkarılması) anında, gırtlağın kıvrımları titreşerek dışarı verilen havayı bir ses dalgasına dönüştürür.
Horlama oluşumu benzer bir mekanizma ile karakterizedir. Tek fark, uyku sırasında glottisin belirgin şekilde daralması ve gırtlak-yutak dokularının tamamen gevşemesidir. Serbestçe asılı kalırlar, nefes aldıklarında, içerideki hava ile “emilirler” ve nefes verdiklerinde, belirli sesleri başlatarak salınım yapmaya başlarlar.
Ses sinyalinin hacmi, baş ve göğüs rezonatörlerinin gücüne bağlıdır. Orofarinks, burun sinüsleri, trakea ve akciğerlerin hacmi de bu konuda oldukça etken rol oynamaktadır. Sık sık horlayan bir kişinin çıkardığı ses, günlük konuşmanın üst sınırına yakındır. Ancak aralık, kişiden kişiye değişebilir.
- Orofarenks: Ağızın gerisindeki yumuşak damak, boğazın ağızın arkasında kalan kısmı, dil tabanı ve bademciklerden oluşur.
Horlamayı etkileyen etmenler:
- Orofarinks, nazofarenks, boyunda edinilmiş yapısal değişiklikler
- Solunum özellikleri, solunan ve solunan havanın hızı, hacmi, türbülansı
- Uyku sırasında vücut pozisyonu
- Yaş, vücut ağırlığı
Horlama, kısa süreli solunum duraklamalarıyla ilişkili bir uyku bozukluğu olan uyku apnesi sendromunun ana belirtileri listesine dahil edilmiştir. Patogenez, hava yollarının faringeal kollapsa doğru yer değiştirmesi nedeniyle havanın tıkanmasından kaynaklanır. Yumuşak damak arkasında ve ayrıca epiglot seviyesinde lokalize olabilir.
Akciğerlere hava akışı durduğunda kandaki oksijen seviyesi düşer, karbondioksit konsantrasyonu artar. Hipoksi durumunda, boğulmayı ve ölümcül sonucu önlemek için beyin uyanmaya zorlanır. Obstruktif Uyku Apne Sendromu (OUAS ) tüm horlayanlarda görülmez, ancak sürekli horlama sıklıkla OUAS gelişimine yol açar.

Horlama nasıl oluşur?
Horlamanın evreleri ve türleri
Tıbbi kriterlere göre horlama şu şekilde olabilir:
- Aralıklı: Solunumdaki geçici değişiklikler nedeniyle oluşan periyodik horlama ile karakterizedir.
- Kalıcı: Kişi her gece veya haftada en az 3-4 kez uykusunda sürekli horlar.
Horlamanın şiddetine göre:
- Karmaşık olmayan (basit veya izole): gece nefes almayı bırakmadan;
- Karmaşık: Obstruktif Uyku Apne Sendromu (OUAS) ile ilişkili.
İkinci tip anormal solunum, horlayan hastaların %96’sında görülür.